Çamlıca TV Kulesi Hakkında

Çamlıca’yı eski filmlerde gördüğümüzde, üzerindeki zevksizlik abidesi TV kulelerinin olmadığı anlarız. İstanbul’un eşsiz topolojisini düşündüğümüzde, “çok ihtiyacımız olan” bu TV kulelerinin bittabii o tepeye kurulmasını anlayabilir ve hak verebiliriz. Çok ihtiyacımız varmış gibi evet. Şehrin el değmemiş nadir yerlerinden olan bu tepelere kurulmuş vericiler, etrafına yerleşecek bir şehri de işaret ediyordu haliyle. Çamlıca tepesine Bedrettin Dalan döneminde vurulan hançerleri görüp üzülürüz ilk aşamada. Sonra yılların her bir artışında yeni hançerler görürüz. Naif ve yorgun tepeler, üzerindeki iğrenç vericiler ve etrafındaki paralı adamların şaşalı şatolarını taşıyacaktır artık. Çamlıca’nın bu iğrenç görüntüsüne bir neşter vurulması gerektiğini eskiden beri dile getirirlerdi. Ta ki yakın zamana kadar bir mimari proje yarışması açılıp da yeni TV kulesi yapılacağı kararı alınana kadar. Artık o iğrenç vericiler Çamlıca’dan temizlenecekti. Beylikdüzü’ndeki atıl TV kulesi bir işe yaramıyorken, şehrin tam ortasına bir kule şarttı tabii ki. Çamlıca TV Kulesi işte böyle bir ortamda filizlendi.

Açılan mimari proje yarışmasına birbirinden güzel projeler gönderildi. En güzeli seçilebilecekken “en uygun“u seçildi ve 2016 yılında inşaatında başlandı. İşte dananın kuyruğu burada koptu.

Lordum! Kulemiz Yükseliyor!

Mimari proje yarışması dahil, sürecin hiçbir aşamasında bu kulenin nereye yapılacağına dair bir bilgi verilmedi. Ben, bu kulenin iki tepe arasında bir yere yapılabileceğini ya da Büyük Çamlıca’daki yarım kalmış tv kulesi temelinin üzerine yerleştirilebileceğini düşünmüştüm. İnşaat başlayınca içim kanadı. Her gidişimde, kayalarına çıkıp Ataşehir civarını izlediğim, mis gibi çam kokusunu içime çektiğim, Küçük Çamlıca’nın en güzel yerinde inşaatı başladı kulenin. Ağlıyorum biliyor musunuz?

Çamlıca TV Kulesi, en olmayacak, en uygunsuz, en kötü yerde yükseldi. Proje her ne kadar güzel olsa da, o kulenin, o yere yapılması çok kötü bir karardı. Dünyadaki benzer örneklerine baktığımızda TV kulelerinin gökdelen merkezlerinde yükseldiğini görebiliriz. Bizdeki TV kulesinin, dünyanın en güzel şehir manzaralarından birine sahip bir bölgede kurulması ne kadar acı verici. Hem de saçı dökülmüş kel adam gibi ağaçları azalan bir bölgede yükselmesi…

Çamlıca TV Kulesi bittiğinde, bu yazının yazıldığı andaki beton şeklinden kurtulup asıl şekline dönecektir belki de. Ama bu tarih ve şehir katliamının unutulacağını zannetmiyorum. İstanbul, “sakinlerinden” yediği kazığı, onların yaptığı zulmü başka hiçbir dönemde yaşamamıştır.

Ben eski Çamlıca’yı özlüyorum. Ailemle, 10-11 yaşlarında gidip havuzu, köşkleri, otoparkları olmayan ama mangal yapılabilen, top oynanabilen, gezilebilen, nefes alınabilen. Entropi her şeyi düzensizliğe götürdüğü gibi anılarımızı ve onların mekanlarını da kaosa, düzensizliğe götürüyor. Biz yavaşlatacağımıza daha da hızlandırıyoruz. Yazık bize.

Daha Fazlası: Şener Dağaşan

Çamlıca TV Kulesi Hakkında

Çamlıca’yı eski filmlerde gördüğümüzde, üzerindeki zevksizlik abidesi TV kulelerinin olmadığı anlarız. İstanbul’un...
Daha Fazla Oku

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir