Üsküdar Ümraniye Çekmeköy Metro projesi 2013 yılında başladığında Üsküdar’ın Fıstıkağacı semtinde bulunan Necmettin Öztürk Parkı’na şuna benzer içeriği olan bir afiş asmışlardı: “Parkımız metro durağı çalışması için kapatılmıştır. Çalışma tamamlandığında park en güzel şekli ile tekrar faaliyete geçecektir”. Karşısında da bir reklam panosu: “Fıstıkağacı metro durağı çok yakında burada”. Açıkcası, İstanbul’un eski semtlerinden birisi olan Fıstıkağacı bölgesi tarihin onarılmaz yıpratıcılığı ile eski halini terk etmiş, binalarla dolu ucube bir semte dönmüş durumda. İnternette bölge ile ilgili eski fotoğraflara ulaşabilirsiniz. Neredeyse doğru düzgün yerleşim bulunmuyormuş. Fakat bugün birkaç parkı ve kıyısındaki Fethipaşa Korusunu saymazsak doğru düzgün yeşil alanı bulunmuyor. İşte Necmettin Öztürk Parkı da bu birkaç parktan birisiydi. Metro çalışmaları başladığında etrafını kapattılar, afişi astılar, biz ufacık bir yerden bir metro çıkışı olmasını beklerken parkın tamamı, ağaçlarıyla beraber gitti.
Fıstıkağacı Metroya Kurban Edildi
Metro çalışması sebebiyle kapatılan parkta 2 seneden fazla çalışmalar yapıldı. Parkın tamamı bu çalışmalar için söküldü ve en dibe kadar inildi. Kule vinçler, beton mikserleri, kazık çakan aletler derken metronun açılmasına kısa bir süre kala parkta çalışmalar bitti ve metro durağı ortaya çıktı. O kadar mesuttuk ki, çünkü metro durağımız geliyordu. Ama gelirken bir şey getirmemişti: Parkımızı.
Metro durağının altındaki alan tamamen kazılmış ve dibe kadar inilmiş olduğu için artık parkın üzerine zamanla genişleyecek bir ağaç dikmek imkansız hale geldi. Çünkü bu tip ağaçların kökleri altındaki yapıya zarar verebiliyor. Haliyle yeni parkımızda artık büyük ağaçlar görmeyeceğiz. Bir de, harika merdivenlerimiz geldi. Dolayısıyla süs havuzumuz da yok artık. Çocuk oyun alanı ise yukarıdaki ufacık bir alana taşınmış gibi. Yani, “en güzel şekli” ile tekrar gelmesini beklediğimiz parkımız artık yok. Altında metrelerce derine inen bir metro durağı, üstünde bol bol merdiven, belki ileride birkaç tane bodur ağaç…
Gelişme, ilerleme, büyüme, insana insanlığını unutturacak, onu, topraktan ayrı koyacak şekilde olacaksa hiç olmasın. Ağaçsız meydanlar, bodur ağaçlı parklar, altında otopark olan ne idüğü belirsiz parkçıklar, beton zeminler, dikine duvar bahçeleri, konuta, AVM’ye, rezidansa feda edilmiş boş araziler istemiyoruz artık! Yüksek yüksek binalar bana bir kazanç sağlamıyor. Sahiplerine de, düşüncelerinin aksine, bir kazanç sağlamayacak. Şehir kültürü olmayacak artık. İnsanlar monoton canlılara dönüşecek belki.
Fıstıkağacı’nın eski halinden eser kalmış mı bilmem ama bu anlattığım şeyler kimsenin umrunda olmayacak eminim. Metro durağı gelmeden önce beş kuruşa giden evler artık milyonlara yakın fiyatlara satılıyor. Benim umrumda olmayacak da onların mı olacak?